zengin
zengin
(zen'ɟin)sıfat
1. servet sahibi olan zengin bir aile
birinin parasının artmasını sağlamak Bu esnafı halk zengin etti.
servet sahibi olmak İşleri iyi gidince kısa zamanda zengin oldu.
birinin parasının artmasını sağlamak Bu esnafı halk zengin etti.
servet sahibi olmak İşleri iyi gidince kısa zamanda zengin oldu.
2. çeşitli, çoğul zengin bir kütüphane
3. gösterişli zengin bir kumaş
zengin
rich, abundant, opulent, prosperous, wealthy, well-off, well-to-doغَنِيّbohatýrigreichπλούσιοςricorikasrichebogatricco金持ちの부유한rijkrikbogatyricoбогатыйrikรวยgiàu có富的ad
servet sahibi fakirlere yardım eden zenginler
Kernerman English Multilingual Dictionary © 2006-2013 K Dictionaries Ltd.