sız-
(sɯz'-)
fiil nesnesiz sızar (sɯ'zaɾ) 1. suinter ; s'infiltrer Tavandan yağmur suları sızıyor. L'eau de pluie s'infiltre par le plafond. 2. mecaz filtrer Bazı bilgiler basına sızmış. Certaines informations ont filtré dans la presse. 3. s'infiltrer Şirkete bazı ajanlar sızmış. Certains espions se sont infiltrés dans la société.
4. partir discrètement Yavaşça dışarıya sızdı. Il est parti discrètement.
5. s'assoupir, être ivre mort Koltuğun üzerinde sızmış uyuyor. Affalé sur son fauteuil, il dort.