temin
(teː'min)
ad 1. güven verme
persuasion dişil conviction dişil Üründe kalitenin teminine önem verir. Il attache de l'importance à convaincre de la qualité du produit. 2. sağlama
obtention dişil yüksek verimi temin şartı condition d'obtention de la haute productivité a. inandırmak rassurer - garantir - Müşteriye zamanında teslimi temin ediyorlar. Ils garantissent la livraison au client dans les temps.
b. sağlamak assurer - obtenir - Hastalar için ilaç temin ettiler. Ils ont obtenu des médicaments pour les malades.
Kernerman English Multilingual Dictionary © 2006-2013 K Dictionaries Ltd.