kara
(ka'ɾa)
ad toprak, taş alan
terre ; continent feminine-masculine yeryüzünde karaların denizlere oranı sur la terre, la proportion des continents par rapport aux mers
kara
(ka'ɾa)
ad 1. siyah renk
noir eril Karalara büründü. Il s'est drapé de noir. 2. koyu ten
brun eril karanın kaşları les sourcils du brun (de la brune) 3. mecaz ayıp
honte dişil Alnındaki kara onu bir ömür boyu takip etti. La honte l'a poursuivi toute sa vie. 4. mecaz yalan
calomnie dişil diffamation dişil Her beğenmediğine bir kara! Il n'arrête pas de calomnier tous ceux qui ne lui plaisent pas ! yalan atmak
diffamer ; calomnier ; exécrer - anlamadığına kara çalanlar ceux qui exècrent ce qu'ils ne comprennent pas
kara
schwarz, Land, braunblack, land, dry land, ebonynoir, terreчёрный, земляأَرْضٌpevninalandξηράtierramaazemljaterreno陸땅landlandlądterramarkที่ดินđất土地
sıfat 1. siyah renkli
noir kara duvar mur noir 2. kötü
mauvais ; maudit ; angoissant kara talih mauvais sort ne yapacağını bilememek
broyer du noir Borcunu nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyor. Il broie du noir en pensant à la façon dont il paiera sa dette. Kernerman English Multilingual Dictionary © 2006-2013 K Dictionaries Ltd.