dümen
rudder, catch, con, dodge, steering (dy'men)
ad 1. yönlendirme aygıtı
gouvernail eril barre dişil Kaptan, dümeni güneye çevirdi. Le capitaine a mis la barre au sud. 2. mecaz kaptanlık, müdürlük
direction dişil ülkenin dümeni la direction du pays 3. mecaz üçkağıt
tromperie dişil Bu işte bir dümen olduğunu anladık. Nous avons compris qu'il y avait tromperie dans cette affaire. hile yapmak
tromper - Birileri müdürün arkasından dümen çeviriyor. Certains trompent les autres dans le dos du directeur. Kernerman English Multilingual Dictionary © 2006-2013 K Dictionaries Ltd.